• Berlin Duvarı

Batı ve Doğu Almanya’yı ayırmak amaçlı olarak 1961 yılında 1 gecede örülen bu duvar, sonraları yıllarca utanç duvarı olarak adlandırılmıştır. 2. Dünya Savaşı sonrasında batılı güçler ve Sovyetler tarafından işgal edilen Almanya, Sovyetlerin batıya katılmak istememesi sebebi ile ikiye bölünmüştür.

Ancak doğuda kalmak istemeyen Almanlar hızla batı Almanya’ya kaçmaya çalışmışlardır. Bu arada bu kaçışların büyük çoğunluğu da Berlin üzerinden gerçekleşmektedir. Bunun üstüne Sovyet rejimi bu kaçışları engellemek için bir çözüm üretmiş ve 46 km uzunluğunda bir duvar örmüştür. Duvara rağmen kaçışlar devam etmiştir ve bunun üstüne duvarın civarındaki evlerin camları önce duvarla örülmüş ardından da oradaki evler de yıkılarak o bölgeler de duvara dahil edilmiştir. Sonrasında 1989 yılında Doğu Almanya’nın isteyen vatandaşlar Berlin’e gidebilir kararı sonrasında bu duvar yıkılmıştır.

Şimdilerde o günlerin kalıntıları hala duvarın bulunduğu bölgede sergilenmektedir. Duvarın büyük kısmı yıkılmış ve yerine yapılar inşa edilmiştir ancak yine de yolunuz Almanya’ya düşerse kesinlikle gidilip görülmesi gereken yerlerden birisidir.

• Köln Katedrali

1248 yılında inşaatına başlanan katedralin yapımı tam 632 yıl sürmüştür. Gotik tarzda yapılmış olan bu katedral tam 7 bin metre kare alan üstüne 157 metre uzunluğunda inşa edilmiştir. Eşsiz bir yapı olan Köln Katedrali Almanya’da beklide ilk gidilip görülmesi gereken yerlerden birisidir.

Bu şahane yapının yapım fikrine daha 7 yüzyılda karar verilmiştir ancak yapımına 13. Yüzyılda başlanıp maddi imkansızlıklar sebebi ile ancak 19. Yüzyılda tamamlanabilmiştir.

• Heidelberg Şatosu

Adeta bir kartpostal görünümüne sahip olan bu eşsiz yapıyı gidip kesinlikle yakından görmelisiniz!  13 yüzyıldan kalma olan bu şato, romantik şehir Heidelberg’in en güzel köşesinde yer almaktadır.  Tam bir sanat şehri olan Heidelberg’e yolunuz düşmese bile gitmek için elinizden geleni yapmalısınız. Şehrin festivallerinin pek çoğu da bu şato içinde yapılmaktadır. Ayrıca şatoyu ziyarete gelmişken güzel Heilderberg’i de gezmeyi ihmal etmeyin deriz.

• Romantik Yol

Almanya’nın o gri yüzünden daha fazlasına sahip olduğunu gösteren inanılmaz bir rota sunan Romantik Yol, kelimenin tam manası ile size masalsı bir deneyim sunacak. Ülkenin orta kısmı ile güneyini birbirine bağlayan ve tam 400 km uzunluğunda olan bu yolda yok yok! Yol üstünde yer alan şatoları ve orta çağdan kalma yapıları ile sizi bambaşka dünyaya götürecek olan bu rotayı mutlaka keşfetmelisiniz.

Diğer maddelerde bahsettiğimiz şahane yerler olan Heidelberg Şatosu ve Neuschwanstein Şatosu da bu rotanın üstünde yer almaktadır. Bu yol gerçekten Almanya ile ilgili olan tüm görüşlerinizi değiştirecek! Masalsı dünyaya girmek için çantalarınızı hemen hazırlamaya başlayın!

• Neuschwanstein Şatosu

Romantik Yol’un rotası üstünde bulunan bu şato, Almanya’da en çok gezilip görülen yerlerden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Gerçekten belki de dünyanın en güzel şatosu olabilecek bu eşsiz yapı sizi büyüleyecek. Walt Elias Disney’in ilgisini çekmiş olan bu şato, şirket logolarının ilham kaynağıdır.

Şato, 18 yaşında kral olmuş olan Kral 2. Ludwing’e aittir. 2. Ludwing sanata olan merakı ile tanınan bir kral olmasının yanı sıra genç yaşında elde ettiği başarılar ile de tanınmaktadır. Ancak bu şatoya karşı ayrı bir düşkünlüğü bulunan kral, 17 yıl boyunca yapımı sürmüş olan bu yapıyı hemen az ilerisinde bulunan kendi şatosundan dürbünle izlemiştir.

Tek bir odasının yapımının bile 6 ay sürdüğü söylenen şato gerçekten görülmeye değecek noktalardan birisidir.